16°
Dudak kanseri çok sık görülmeyen fakat ölüme neden olabilen bir kanser türü! Dudak dokularındaki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesiyle oluşan kanser, alt dudakta veya üst dudakta meydana gelebiliyor.
Okan Üniversitesi Hastanesi Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Senem Özge Turaçlı Karagüven, dudak kanseri hakkında bilinmeyenleri anlattı.
Dudak kanserine ilişkin “Ağız bölgesi kanserlerinin yüzde 25-30’unu dudak kanserleri oluşturur. Dudak kanserlerinin de yüzde 95’i alt dudakta görülür. Yassı hücreli karsinom en sık görülen dudak kanseridir. En sık erkeklerde görülür. Risk faktörleri arasında açık ten, dış ortamda çalışıp yoğun güneş ışınına maruz kalmak, sigara içmek ve immun sistemi baskılayıcı ilaçlar kullanmak bulunur. Sıklıkla kanayan kabuklanan bir yara şeklinde bulgu verir. Önemsenmediğinde giderek büyür ve dudağın büyük bir bölümünü kaplayabilir” bilgilerini veren Karagüven, dudak kanseri tedavisine ilişkin şunları söyledi: “Dudak kanserinin asıl tedavisi cerrahidir. Kanserli doku çevresinde sağlıklı bir doku ile beraber geniş olarak çıkarılır. Kanser ne kadar genişse cerrahi tedavinin oluşturacağı deformite aynı oranda artar. Oluşan defekt form ve fonksiyonu tekrar sağlayacak şekilde doku kaydırma ameliyatları ile onarılır. Mutlaka lenf nodlarının metastaz açısından değerlendirilmesi gerekir. Cerrahinin yetersiz kaldığı ileri evre hastalarda radyoterapi uygulanabilir.”
Yrd. Doç. Dr. Senem Özge Turaçlı Karagüven, ağız kanserlerinin teşhisi hakkında şu açıklamalarda bulundu: “Ağız kanserleri en sık ön dil bölgesinde görülür. Sırasıyla da ağız tabanı ve dudak takip eder. Nadiren yanak mukozası ve damakta görülür. Altta yatan En sık neden sigara ve alkol tüketimidir. Güneş ışınları dudak kanseri için önemli bir risk faktörüdür. Ağız çevresi veya içinde kanayan, kabuklanan bir yara ya da kitle şeklindeki lezyonlar mutlaka uzman bir hekim tarafından değerlendirilmelidir. Şüpheli lezyondan biyopsi alınarak tanı konulması gerekir. Tüm cilt kanserlerinde olduğu gibi tedavideki birinci amaç cerrahi olarak tüm tümörlü dokunun çıkarılmasıdır. Erken dönemde tanı konulamayan lezyonlar giderek büyür. Kanser ne kadar geniş ise cerrahi tedavinin oluşturacağı deformite aynı oranda artar. Dolayısıyla ağız kanserleri ne kadar erken yakalanırsa tedavileri hem daha başarılı olur ve çıkarılmaları ile oluşacak deformite daha sınırlı kalır.”
Dr. Senem Özge Turaçlı Karagüven, ağız kanseri tedavisinde kullanılan yöntemlere ilişkin şunları kaydetti: “Ağız bölgesindeki erken evre tümörlerde çoğunlukla cerrahi tedavi tercih edilir. Lokal olarak ilerlemiş tümörlerde ise cerrahiye ek olarak radyoterapi uygulanabilir. Metastaz açısından mutlaka lenf nodları değerlendirilir ve gerekli hastalarda boyundaki lenf nodları çıkarılır. Ağız tabanı kanserlerinde çene kemiği de değerlendirilir ve tedavinin bir parçası olarak çıkarılması gerekebilir.” (www.marasexpress.com)
