CHP Kahramanmaraş il başkanı Esat Şengül YSK’nın İstanbul’da seçimin yenilenmesi kararının ardından basın toplantısı düzenledi.
Basın Mensupları karşısında Seçim iptalini yorumlayan CHP Kahramanmaraş il başkanı Esat Şengül, ‘Ülkemizde Tuz Artık Kokmuştur!’ ifadelerini kullandı. İstanbul seçimlerini Adana’da yaşanılan bir olaya bağlayan Başkan Şengül, “Yıllar Önce Adana’da Adana Demirspor takımı Muharrem Gülergin İstanbul’da katılım sağladığı bir Macerada Elit insanlardan oluşan takımı Antrenman gölü olmayan ve nehirlerde idman yaparak yarışmalara katılan Maddi imkanları olmadığı için Otobüste yatıp yarışmaları bırakmayan Adana Demirspor İstanbul da turnuvada rakiplerini eleyerek Şampiyon olmuştu. Buna istinaden Aileler İtiraz edip Antrenörün Eli yaralı, Onlar otobüste yatıp kalktı gibi işe yaramayan bahanelere karşı, Muharrem Gülergin hoca elindeki sargı bantını çıkartıp suya Tekrar giriyoruz diyerek tarih yazmıştı. Ben İstanbul seçimlerini buna benzetiyorum. Hiçbir derdimiz kalmadı da İstanbul seçimlerini konuşuyoruz 40 gündür. Ben 22 Nisanda yapılması gereken Oğlumun düğünün iptal edip CHP davası için Nöbet tutum, her zamanda tutmaya hazırım ve Biz CHP olarak seçime tekrar giriyoruz, Suya tekrar dalacağız” ifadelerini kullandı.
Başkan Esat Şengül, Toplantıda yaptığı açıklamalarını şu şekilde sürdürdü;
“6 MAYIS DEMOKRASİ TARİHİNE KARA BİR GÜN OLARAK GEÇMİŞTİR”
YSK’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptal edilmesi kararı sonrasında CHP Kahramanmaraş İl Başkanı Esat Şengül yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; 6 Mayıs 2019… bu tarih Ülkemizin Demokrasi tarihine kara bir gün olarak geçmiştir. Hukukun, adaletin, temiz siyaset ve ekonomik istikrarın tek bir kişinin şahsi korku ve hırsına bu şekilde feda edildiği başka bir örnek daha tarihimizde yoktur. Halkımızın açıkça ortaya koyduğu bu tercihini ayaklar altına alan demokrasi düşmanları, sivil darbe sürecinde bir adım daha atmışlar, bilerek ve isteyerek, planlı bir hukuk cinayeti işlemişlerdir.
“6 MAYIS DARBESİNİN AZMETTİRTİCİSİ, YARGISIZ İNFAZCISI VE ŞAKŞAKÇISI ALENEN ORTADIR”
İsimleri bundan sonra sadece lanetle anılacaktır. Demokrasimiz açısından esas acı olan, seçim güvenliğini sağlamakla yükümlü olan Hakimleri’nde bu kirli darbeye iştirak etmesidir. Seçimin iptal kararı hiçbir akla, mantığa ve vicdana sığmadığı gibi hukuken tartılaşacak hiçbir tarafı da bulunmamaktadır. 16 Nisan Referandumu ve 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sandık kurullarının oluşumuna bakma zahmetinde bulunmayanlar açıkça “Dün dündür bugün bugündür” zihniyetlerini, Ülkemiz adına doğurabileceği çok ağır sonuçları umursamadan ortaya koymaktan bir an olsun çekinmemişlerdir. Bu darbe tanklarla ya da silahlarla değil, cübbesi üniformalaşmış vicdandan yoksun atanmışlar tarafından 16 Milyon seçmenin gözlerinin içine baka baka çirkin bir cüretkârlıkla yapılmıştır. Demokrasinin olmazsa olmazı olan Meclis denetimi, bağımsız yargı tarafsız medya ve sivil toplum katılımı ne yazık ki zaten tarihe karışmıştır. Demokratik meşrutiyetin elde kalan son kalesi ve namusu olan sandık, o namusu korumak ile yükümlü olanların kendi elleriyle millet iradesine kast edenlerin emellerine teslim etmiştir.
“ÜLKEMİZDE TUZ ARTIK KOKMUŞTUR”
Demokrasinin temelini oluşturan “Hukukun Üstünlüğü”, “Kuvvetler Ayrılığı” “Seçme ve seçilme” hakkı ilkeleri, bu karar ile açıkça ortadan kaldırılmıştır. Ülkemizin rotasını çağdaş uygarlıklar hedefinden saptırarak, Ortadoğu’nun başarısız diktatörlükleri seviyesine düşen bu kararın azmettiricisi ve sorumluları, elbette tarih huzurunda ve millet vicdanında hak ettikleri yeri ve sonu bulacaktır. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran ülkemize çok partili demokratik yaşamı getiren Cumhuriyet Halk Partisi’nin üyeleri ve emekçileri olarak ülkemize dayatılan bu rota değişikliğini kati surette reddediyoruz.
“DİK DURARAK “ÇAĞDAŞ UYGARLIĞI YAKALAMA VE GEÇME” HEDEFİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ”
Ülkemizin 180 yıllık çağdaşlaşma süreci ve 73 yıllık demokrasi yürüyüşünü çöpe atmak isteyen bu zihniyetin karşısında dik durarak “çağdaş uygarlığı yakalama ve geçme” hedefimize sahip çıkıyoruz.
Hem partinin, hem de devletin başına aynı kişinin oturmasını sağlayan partili cumhurbaşkanlığı sisteminin, iktidar partisiyle devlet arasındaki sınırları yok ettiğini bu karar ile bir kez daha görmüş olduk. Bu sistem çok açık bir şekilde demokrasimiz önündeki en büyük tehdittir” ifadelerini kullandı.