Türkiye’yi yasa boğan En acı Felaketlerden biri 17 Ağustos 1999’da meydana gelen Marmara Depremi ve 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremi unutulmayan felaketler olarak hafızalara kazındı.
17 Ağustos 1999’da meydana gelen Marmara Depremi, Türkiye’nin yakın tarihindeki en yıkıcı felaketlerden biri olarak hafızalara kazınılan depremler olarak tarihlere geçerken Saat 03.02’de başlayan sarsıntı, İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Yalova ve çevre illerde büyük yıkıma yol açtı. Binlerce bina ağır hasar görürken, resmi kayıtlara göre yaklaşık 17 bin kişi hayatını kaybetti, on binlercesi yaralandı ve yüz binlerce kişi evsiz kaldı.
Deprem, Türkiye’nin yapı güvenliği, şehir planlaması ve afet yönetimi konusunda ciddi bir dönüm noktası oldu. O dönemde yaşanan yıkım, sadece maddi kayıplarla sınırlı kalmadı; binlerce aile yakınlarını kaybetmenin acısını yaşadı ve şehirlerde altyapı uzun yıllar toparlanmakta zorluk çekti. Marmara Depremi, Türkiye’de deprem farkındalığını artıran, yapı standartlarının ve afet yönetim sistemlerinin gözden geçirilmesine yol açan en önemli olaylardan biri olarak kayıtlara geçti.
Bu acı hatıra, 26 yıl sonra dahi unutulmadı. Türkiye’de her yıl 17 Ağustos’ta çeşitli etkinliklerle depremde hayatını kaybedenler anılıyor, sivil toplum kuruluşları ve devlet yetkilileri halkın afet farkındalığını artırmak için eğitim ve tatbikat programları düzenliyor.
Marmara Depremi’nin ardından Türkiye, deprem kuşağında olduğunu defalarca hatırladı. Özellikle 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli yaşanan ve birçok ilin etkilenmesine yol açan depremler, Marmara Depremi’nin acı hatırlatmasını yeniden gündeme taşıdı. 6 Şubat depremleri, çok sayıda kişinin hayatını kaybetmesine, on binlercesinin yaralanmasına ve milyonlarca insanın evsiz kalmasına neden oldu. Bu felaket, Türkiye’nin deprem gerçeğini ve afet hazırlığının önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Uzmanlar, Marmara ve Kahramanmaraş depremlerinin Türkiye’de yapı standartlarının iyileştirilmesi, erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi, afet yönetim planlarının güncellenmesi ve halkın bilinçlendirilmesi açısından kritik olduğunu belirtiyor. Deprem kuşağında bulunan Türkiye’de, geçmiş felaketlerden alınacak dersler hayati öneme sahip.
17 Ağustos ve 6 Şubat’ın yıldönümlerinde kaybedilen hayatlar anılırken, Türkiye’nin deprem bilincini artırma çabaları da sürüyor. Geçmişten alınan dersler, gelecekte yaşanabilecek felaketlere karşı hazırlıklı olmanın önemini ortaya koyuyor ve toplumun her kesiminde “deprem bilinci” oluşturmanın gerekliliğini bir kez daha hatırlatıyor.
