Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu Silivri Cezaevinde tutuklu Cumhuriyet Gazetesi yönetici ve yazarlarından Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel ve Ahmet Şık’ı ziyaret etti. Tutuklu gazetecilerle ayrı ayrı görüşen TGC heyeti, gazetecilerle bir süre sohbet etti.
Ziyarette tutuklu gazeteciler, dayanışma amacıyla 11 Eylül 2017 tarihinde Silivri Cezaevi’nde yapılacak duruşmaya meslek örgütleri, sivil toplum örgütleri ve okurlarını katılmaya davet ettiler.
TGC Başkanı Turgay Olcayto, ziyaret sonunda yaptığı açıklamada; “Meslektaşlarımız gazetecilik faaliyeti nedeniyle tutuklular. Yedi meslektaşımızın serbest kalmasından mutluyuz. Tutuklu dört meslektaşımızın da 11 Eylül 2017 tarihinde yapılacak duruşmada serbest kalacağını umut ediyoruz. Gazetecilik suç değildir. Her ortamda bunu yineliyoruz. Türkiye’de sağlık bir demokrasinin yeşermesi basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kalkmasıyla mümkün. Şu anda 150’yi aşkın gazeteci tutuklu ve hükümlü, gazetecilerin tutuksuz yargılanması konusundaki talebimizi tekrarlıyoruz” ifadelerine yer verdi.
Cumhuriyet davası duruşması sonrasında morallerinin çok yüksek olduğunu ifade eden Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay şunları söyledi: “İlk duruşmada yedi meslektaşımızın tahliye olması davamızın çöktüğünü gösterdi. Ayrıca derdimizi anlatabildik. Medya yasamadan bile önemli, Bu önemin farkında olduğu için iktidarlar medyayı baskı altına alıyorlar.”
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, tutuklanan son gazeteciler olmayı umut ettiklerini belirterek şöyle konuştu: “Bize ağır gelen attığımız manşetleri savunmak. Ülkemiz için canımız yanıyor. Mahkemelerde gazetecilerin attığı başlıklarla niyet okunarak yargılanması çok ağır. Türkiye’de birlikte yaşam manifestosu oluşturulmasına ihtiyaç var. Bunu Kürdü, Türkü, Alevisi, Sünnisi, Ermenisi, Rumu hiçbir ayrım yapmadan birlikte yazabiliriz. Türkiye’de tekrar soru sorma cesareti gösteren haberi değerlendirebilen, yazabilen gazeteciler olmalı. İnternet medyasında ve bazı bir iki gazetede bu medyanın uçları var. Bu yüzden umutluyum.”
Cumhuriyet Gazetesi Yayın Danışmanı Kadri Gürsel, tutuklu bulundukları 9,5 ayı hayatından çalınmış günler olarak kabul etmediğini kaydederek şu açıklamalarda bulundu: “Mağdur değilim. Burada da değerlerim ve ilkelerimle hayatımı idame ettiriyorum. Kendimi geliştiriyorum. Bunun bir siyasi dava ve operasyon olduğunun bilincindeyiz. Bize yapılan haksızlık, hukuksuzluk hayretler içinde bıraksa da davanın doğası bu olduğu için üzerimizdeki etkisi bazılarının beklediği ve sandığı gibi yıpratıcı olmuyor. Gazetecilik demokrasilerde yapılabilen bir meslek. Türkiye’de demokrasi olmadığı için gerçek anlamda gazetecilik yapmamız engelleniyor. Ancak Türkiye’de basın özgürlüğü mücadelesini vermek zorundayız. Türkiye gün gelecek demokrasiye kavuşacak.”
Fetullahçı Terör Örgütü’nü (FETÖ) ifşa eden kitabıyla gündeme gelen Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Ahmet Şık ise şunları kaydetti: “Kimse aksini iddia edemez, mesleki faaliyetlerimiz suç konusu yapıldı. Bizler kahraman değiliz sessiz kalan çoğunluk korktuğu için korktuğu her şey başına gelecek kimse konuşmadığı için kahramanlaştırılıyoruz. Cumhuriyet davasıyla çok az sayıda kalan gazeteci ve meslek kuruluşlarını kontrol altına almaya çalışıyorlar mesleki faaliyetimize sınır çiziyorlar. Cumhuriyet Gazetesi davası aynı zamanda bir rejim davasıdır. Herkesin bir arada yaşayabileceği çoğulculuğu esas alan bir toplum ve devlet modelini ortaya çıkarmak zorundayız. Tutuklanmamız siyasi bir karardı. Özgür kalmamız da siyasi bir kararla olacak.” Ziyarete Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, TGC Genel Saymanı Gülseren Ergezer Güver ve TGC Yönetim Kurulu Üyesi Oğuz Güven katıldı. (www.marasexpress.com)