Türk Sağlık-Sen Şube Başkanı Kamusen Kahramanmaraş İl Temsilcisi Âdem Demir, geçtiğimiz günlerde Kahramanmaraş’a gelen ve “Yandaş Sendikayız” açıklamasıyla gündem olan Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş’e yüklendi.
Demir, şu açıklamalarda bulundu: Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş yaptığı açıklamada yandaş sendika olduklarını itiraf ederek demişki; “Zaman zaman bize diyorlar ki ‘Siz yandaş sendikasınız’. Milletin yanında olmak, milletin yanında olanların yanında olmak, mazlum coğrafyaların yanında olanların yanında olmak yandaşlık ise evet biz yandaşız, yandaş olmaya da devam edeceğiz.” Görüldüğü gibi kurduğu cümle içerisinde “çalışanların yanında olmak” geçmiyor ve kimden yana olduklarını kiminle iş tuttuklarını açıkça itiraf ediyor. Çünkü onların çalışanlar diye bir meselesi yok. Son toplu sözleşmede bunun en açık göstergesi olmuştur. Yandaşlıklarını Milletten veya milletin yanında olanların yanında olarak tarif ederken ise yüzleri bile kızarmıyor. Çok sık eksen değiştirmek veya hızlı bir manevra kabiliyetine sahip oldukları için unutabilirler ama dün herkesin hafızasındadır. Çözüm sürecinde teröristler şehirleri bombalarla doldururken, biz bu süreç ihanet süreci derken Akil adam olup çözüm sürecini hayvanlar bile anladı diye geziyorlardı. Bu lafları konuşanda her toplantısında çözüm sürecine destek vermeyenler ihanet içerisinde diyordu. Çözüm sürecinin getirdiği felaketi ve nasıl bir ihanet projesi olduğunu herkes gördü. Bunu destekleyenler ne milletten ne de devletten yanadırlar. Onlar sadece menfaatlerini bilirler. Omurgalarını bedenlerinden çoktan ayırmışlardır. Sendikacılıkta duruşları yoktur, ederlerinin kaç kuruş olduğu da son toplu sözleşmede 0.5’lik artışa attıkları imzadan anlaşılmaktadır. Ayrıca Kuzey Kurdistan Birlik ve Çözüm Konferanslarına delege gönderenlerin, teröristlere yapılan operasyonlardan rahatsız olan şube başkanlarına sahip olanlar millet ve milletin yanında olduklarını ifade etmeleri çok gariptir. Bunların yanında yer aldıklarının Türk Milleti ve Devleti olmadığı kesindir. Öyle olsaydı yanında oldukları milletin ismini açıklarlar, Türk milleti ve devletinin aleyhinde olan hiçbir çalışmanın da içinde yer almazlardı. Ama öyle yapmadılar, memleketin dibine dinamit koyanlarla iş tuttular. 15 Temmuzda bize kahramanlık türküleri okuyup milliyetçi kuruluşlara utanmadan laf söyleme cüretini göstermeleri de tuhaftır. 28 Şubatta Türkiye Kamu-Sen meydanlarda kesintisiz demokrasi derken fare deliklerine saklananlar 15 temmuz darbe girişimi sürerken Ankara’da arabanın içinde tur atıp, darbe girişimi bertaraf edildikten sonra meydanlarda boy göstermeyi kahramanlık diye satıyorlar. Ama Türk milleti bunları yemez. Hatırlatmak isteriz siz araba içinde gezerken Ankara meydanlarında Türkiye Kamu-Sen 2 şehit verdi. Türkiye Kamu-Sen bayrak ve millet diye meydanlara çıkarken bu ülkede yıllarca sus pus olup oturanları herkes iyi biliyor. Türkiye’nin batısında farklı doğusunda farklı konuşanları herkes iyi tanıyor. Vatan, Millet ve devlet için klavyeden konuşmuyor siyasetçinin emirlerine göre hareket etmiyoruz. Ne yapıyorsak inanarak, isteyerek ve yürekten yapıyoruz.”