Kahramanmaraş’ta Havaların soğumasıyla sobalar da kurulmaya başlandı. Ancak profesyonel bir baca temizliği yapılmadan kurulan sobalar sessiz katillerin davetçisi oluyor.
Yaz döneminde kullanılmayan bacalarda kuş yuvası, kuş ölüsü veya rüzgarlı havalarla gelen çerçöpler gibi baca içine düşebilecek her hangi bir yabancı cisim bacanın çekişini engelleyeceği için ağır ve tehlikeli tahribatlar yaratan sonuçlar doğurabiliyor. Yetkililer, baca temizliğinin yasal bir zorunluluk olduğunu belirtirken; baca temizliğinin işinin uzmanlarınca yapılması gerektiğini ifade ediyor. Müstakil ve çok katlı binalar, okullar, oteller, fabrikalar, kamu binaları, yurt, pansiyon, büyük alışveriş merkezleri ve tüm bina sahipleri; “09.09.2009 tarih ve 27344 sayılı Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelik” gereği ısı sistemlerinde katı yakıt kullanılması halinde boruların ayda bir, bacaların ise 2 ayda bir, doğalgaz kullanılıyorsa gaz dağıtım şirketlerinin belirleyeceği uzman kişilerce uygun aralıklarla temizletmeleri gerekiyor.
Soba bacaları yakılan yakıt sonucu ortaya çıkan insan sağlığı açısından son derece zararlı olan gazların atmosfere karışmasını sağlıyor. Fakat temizlenmeyen bacalar iyi çekiş vermeyeceğinden sobadan çıkan gaz atmosfere karışamıyor ve zehirlenmelere neden oluyor. Yanma veriminin yüksek, ısınma maliyetinin düşük olması ve çevre sağlığının korunması için bacaların, konusunda uzman ve sertifikalı kuruluşlara temizletilmesi gerekiyor. Yapılan temizlik sonrası yakıtın daha randımanlı yanmasıyla hem tasarruf sağlanır hem de çevreye atılan karbon monoksit oranı düşer. Özellikle soba bacalarının neden olduğu karbon monoksit zehirlenmeleri önlenmiş olur ve baca yüzeylerinde ziftlenmeler önleneceği için baca tutuşmasının sebep olacağı yangınlar önlenmiş olur. Kalorifer bacalarının yanı sıra kazan alev borularının temizlenmesi, kazanla baca arasındaki yatay duman kanallarının da temizletilmesinin de ihmal edilmemesi gerekiyor.
Kahramanmaraş’ta her yıl onlarca insan tıkalı bacalardan kaynaklı karbonmoksit zehirlenmesiyle hayatını kaybediyor. Kış aylarında sıkça rastlanan sobadan sızan gazdan zehirlenme olaylarının önüne ise sadece bilinçli soba kullanımı ile geçilebiliyor.
Bilgisizlik, yanlış kullanım ve ihmal yüzünden soba, şofben, baca zehirlenmeleri hemen her yıl kış aylarında özellikle alçak basınçlı havalarda tehlikeli boyutlara ulaşıyor. Güneybatıdan esen bir rüzgâr olan “lodos” nedeniyle her yıl onlarca kişi özellikle sobadan olmak üzere sızan karbon monoksit gazı ile zehirleniyor.
Renksiz, tatsız, kokusuz, yanıcı ve zehirli bir gaz olan karbonmonoksit, vücuda solunum yolu ile giriyor ve doğrudan kana geçerek oksijen alımını engelleyerek zehirlenme ve ölümlere neden oluyor. Duman içinde yoğun olarak bulunmakla birlikte, gazın kendisinin, havadan hafif, kokusuz, tatsız, renksiz olması ve tahriş edici olmaması nedeniyle fark edilmediğinden “sessiz katil veya sinsi düşman” deniliyor. Karbon monoksit zehirlenmeleri sıklıkla; kapalı ortamlarda açık ocaklar, bacası çekmeyen soba, şofben, bacasız gaz sobalarında yakıtın iyi yanmaması nedeni ile meydana geliyor. Karbon monoksitle meydana gelen zehirlenmelerde kısa süre içerisinde tıbbi müdahale yapılmazsa, zehirlenmeler daha çok ölümle sonuçlanabiliyor.
SOBALARI AŞIRI DOLDURMAYIN!
Uzmanlar, aşırı doldurulan sobanın duman yolu daralacağı ve soba içinde düzensiz ısı dağılımı gerçekleşeceği için sobaların aşırı derecede doldurulmamasına dikkat çekiyor. İçi fazlasıyla dolu olan sobada baca çekişini zayıflayacağı için soba yakılırken katı yakıt haznesinin aşırı doldurulmaması gerektiğini belirten uzmanlar, soba kullanımına ilişkin şu tavsiyelerde bulunuyor: “Sönmekte olan sobaya asla tutuşması güç yakıtlar konulmamalı, yakıt yavaş yavaş ilave edilmeli, yatmadan önce sobaya kesinlikle yakıt konulmamalı. Kullanılan her türlü ısıtma cihazının kalite belgesine sahip olup olmadığına, garantilerine ve garanti sürelerine dikkat edilmeli. Kullanılan yakıtın standartlara uygunluğu kontrol edilmeli, izin belgesi olmayan satıcılardan kömür alınmamalı. İyi ısınmayan ve alttan yakılan kömür sobalarında karbon monoksit zehirlenmesi riski artacağından soba tutuşturulurken yakıtın üstten yanması sağlanmalı. Özellikle alçak basınçlı lodoslu havalarda ölüm olaylarında artış görüldüğü için eğer bacalar standartlara uygun değilse alçak basınçlı havalarda soba yakılmamalı, yakılması zorunlu ise gece yatarken mutlaka tam olarak söndürülmeli. Soba borularının birbiriyle birleştirilmesinde hava ve baca gazı sızdırmazlığı sağlanmalı. Sobanın bulunduğu yer sürekli havalandırılmalı. Bacalar standartlara uygun ve yalıtımlı olmalı, düzenli olarak temizletilmeli. Dumanın geri tepmesini önlemek için bacaların en üst noktasının çatının en üst noktasından 1 metre daha yüksekte olması sağlanmalı ve baca şapkası mutlaka takılmalı. Binaların Yangından Korunması yönündeki mevzuat hükümlerine uyulmasına özen gösterilmelidir.”
KARBONMONOKSİT VÜCUDU NASIL ETKİLER?
Karbonmonoksit (CO) gazı, solunduktan sonra akciğerlerden kana geçerek, alyuvar dediğimiz, kırmızı kan hücrelerinin içerisinde bulunan ve dokulara oksijen taşıyan hemoglobine oksijenden ortalama 200 kat daha hızlı ve çok sıkı bağlanarak karboksihemoglobin (COHb) oluşturur. Normalde havadaki oksijenleri oksihemoglobin şeklinde, hücrelere taşıyan alyuvarlar, karbon monoksit gazına maruz kaldığımız süre boyunca, yeterince oksijen taşıyamadığından, hücreler ölmeye başlar ve özellikle beyin başta olmak üzere, kalp ve diğer organlar fonksiyon göremez duruma gelir. Hücre ölümlerinin ilk etkisi beyinde görüldüğünden, vücudun ilk tepkisi baş dönmesi ile baş ağrısıdır. Karbonmonoksit gazının yoğunluğu ve süresi zehirlenmede önemli olup, belirli bir seviyeden sonra hastaya, acil müdahale edilse bile, beyin hücrelerinde ölüm gerçekleşeceğinden geri dönüşü olmayan hasarlar oluşabilir.
Karbonmonoksit gazına maruz kaldığımızda, kandaki hemoglobinin yüzde 20’si karboksihemoglobine dönüştüğünde, baş dönmesi ve baş ağrısı ile başlayan ilk belirtiler, sinyaller görülür, oran yüzde50’ye çıktığında bilinç kaybı, yüzde 60-70 civarında ise ölüm gerçekleşir. Hafif zehirlenme belirtileri ise şunlardır: “Baş ağrısı, baş dönmesi, dalgınlık, mide bulantısı, yorgunluk hissi, nefes darlığı, kalp çarpıntısı.”
ZEHİRLENMEYE KARŞI BUNLARI YAPIN!
Karbonmonoksit gazından etkilenmiş şahsı ilk olarak temiz havaya çıkarmak gerekiyor. Eğer zehirlenen şahsı taşıma imkânı yoksa karbonmonoksit gazının bulunduğu mekânda açılabilir kapı ve pencereleri açmak gerekiyor. Hastaya eğer mümkünse oksijen gazı verilmeli. Gerekli sağlık hizmeti için hastane veya sağlık ocağını aranmalı. Eğer gazdan etkilenmiş kişi nefes almıyorsa, yardım gelene kadar suni teneffüs uygulanmalı. Karbon monoksit gazının neden meydana geldiği belirlendikten sonra bunun bir daha tekrarlanmaması için gerekli önlemlerin alınması gerekiyor.