Kendinizi tanıtır mısınız? Ali Yar Arslan kimdir?
1961 yılının 10 Mayıs günü Afşin’e bağlı (HUNU) Arıtaş kasabasında dünyaya geldiğimi söylüyor anam. Aynı kasabada ilk ve orta öğrenimimi yaptım. Askerlik sonrası Kamu Kuruluşunda 1985 yılında işe başladım. 2010 yılında emekli oldum. Rahmetli eşimi de 2010 yılında kaybettim. İki çocuk sahibiyim; Oğlum Murat ve Kızım Ayşe Mehtap. (Allah rahmet etsin. Kalanlara sabır versin Cenabı Mevla’m)
Şiir yazmaya ve saz çalıp söylemeye ne zamandan başladınız?
Şiir yazmaya çocukluğumdan beri bir isteğim vardı. 12-13 yaşlarında ilk şiiri doktoruma yazdım. Elbetteki yönlendiren demeyelim de beni daima içine çeken şiir ve türkülerin içine çeken aileden gelen bir içtenlik vardı bende. Örneğin 1960 yıllarında anam Emiş ve babam Cuma yani ailenin türkü sevdalısı olmaları dedem Aşık Kör Hüseyin’den geliyor ve bu bana da sirayet ediyordu. Dedem anamın babası Aşık Kör Hüseyin aynı zamanda o zamanın yeni yetişen ve günümüze damgasını vuran Osman Dağlı, Aşık Mahzuni Şerif, Aşık Kul Hasan gibi ozanlarımızın da feyizdarı olduğunu bizzat bu saydığım değerli ozanlarımızdan duydum. Yani şiir yazmam belki de genetiktir. Hakkın bana verdiği lütuftur diye düşünüyorum. Gerçi şiir yazdığım da söylenemez ya.
Şiirlerinizde genel olarak işlediğiniz konular nelerdir?
Yazmaya çalıştığım ya da yazdığım şiirler genelde sevda, hasretlik ve sosyal konuları içerdiğini söylüyorlar okuyan ya da dinleyenler.
Kaç besteniz var?
Beste sayısı hakkında rakam veremeyeceğim. Kendim yaptığım gibi kardeşim İnan ARSLAN da güftelerimi besteledi.
DAL ARAR
Sevdası serine düştüğü zaman
Bülbül varır gülistanda gül arar
Arı çiçekleri kolaçan eyler
Kovandaki peteğine bal arar
Farkı kalmaz bahar yaz ile kışın
Hükmü hiç sayılır yağmurun yaşın
Emeli muratsa eğer dervişin
Dağlar aşar vuslatına yol arar
Aşk-ı muhabbetler ona ıraksa
Her vardığı mekan cana erekse
Sevgilerden uzak bomboş yürekse
Ne bir mecnun olur ne de çöl arar
Hasretliye hayat ateşten beşik
Günü hep karanlık dehletmez ışık
Maşuğundan uzak kalan bir aşık
Yardan yana döner bad-ı yel arar
Sevdası olana canan can gibi
Damarda dolaşan asli kan gibi.
Düşünsene Aliyar’im sen gibi
Suya düşen tutunacak dal arar.
DİYECEĞİM
Dost eline giden seher yelleri,
Eğlenin de biraz dur diyeceğim.
Başımdaki binbir türlü halleri,
O dost’a arzuhal ver diyeceğim.
Ne şad oldu gönlüm ne de neşeli,
Yüce dağlar engin çöller aşalı,
Uzun yıldır gurbete düşeli,
Yanıyor yüreğim kor diyeceğim.
Geçerken uğrayın bizim bağlara,
Erişmiş mi meyve verir çağlara,
Yolumuz düşerse Binboğalara,
Yanmış yüreğime kar diyeceğim.
Aliyar’ım dolanırım âlemi,
Yavaş yavaş doldururum çilemi,
Gurbet elde dostlar kesti selamı,
Ben şimdi kimlere yar diyeceğim.