Kendinizi tanıtır mısınız? Haşim Kalender kimdir?
Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesi Dağlıca (Marabuz) doğumluyum. Altı yaşlarındayken Tanır kasabasına göç ettik. Çocukluk yıllarım Tanır’da geçti. İlk ve ortaokulu burada okudum. Liseyi Afşin End. Mes. Lisesinde tamamladım. Askerlik dönüşü o zamanlar ismi Türkiye Elektrik Kurumuna elektrik teknisyeni olarak girdim. T.E.İ.A.Ş. trafo teknisyeni olarak görev yaptım. Evli, üç erkek, iki kız beş çocuk babasıyım. 2015 yılında emekli oldum.
Şiirle tanışmanız ve yazmanız ne zamandan beri devam ediyor?
Şiirle tanışmam çocukluk yıllarında başlamıştır. Bilirsiniz eski misafir odaları dolar taşar çok güzel sohbetler olurdu. Babam rahmetli şiiri, şiirli hikayeleri çok sever, yer yer sohbetlerde şiir okur hikayesini anlatırdı. Genelde Dadaloğlu’nun hikayeleriydi. Şiir aileden gelen bir yetenekti, bibilerimin (babanın kız kardeşi) çok güzel şiirleri vardı. Değişik konuları o kadar güzel anlatırlardı ki olayı canlı yaşadığını sanırdın. Bugün çok azı, bazı kişilerce bilinmekte olsa da güzelim eserler gün ışığına çıkmadan kaybolmuştur.
Şiir kültürünün memleketimizde gereken ilgiyi görmediğine inanıyorum. Şiirler, şairler hep garip gelmiş garip gitmiştir. Şairin yeri ölünce belli olur. Çok şair tanırım, perişan öldüler, öldükten sonra kahraman edildiler. Üzülüyorum ve yaşarken farkına varılması gerektiğine inanıyorum.
Hayati Vasfi, Aşık Yener ve Derdiçok gibi şairlerin Tanırlı olması yazmanız üzerinde etkisi oldu mu?
Elbette ki Hayati Vasfi, Haci Yener, Derdiçok gibi değerli şairlerimizin şiir yazmamda çok etkili olmuşlardır. Amcam Osman Kalender (Opba), rahmetli Hayati Vasfi ve birkaç köy büyüğü günlük değilse bile birkaç günde bir toplanırlar güzel sohbetler ederlerdi. Rahmetli Hayati Vasfi arada şiir okurdu; onun hitabeti de, şiirleri kadar güçlüydü, hep dinler kendimce yorumlardım içimden. Diğer taraftan su sesi şairin en büyük ilham kaynağı olduğuna inanıyorum. Tanır’daki çıkan sular onların şelaleden dökülüşü akışı köpük köpük kaynaması her biri bir yön verirdi şiir için.
Şiir nasıl olmalıdır?
Şiir nasıl olmalıdır cevabını kendimce vereyim tanım olarak verirsem şairlere haksızlık yapmış olurum ki ben kendimi henüz şair olarak görmüyorum. Eğer şairim dersem bir arkadaşımın deyimiyle Akif’lere, Fazıl’lara başka bir isim bulmak gerektiğine inanıyorum. Ben heceli kafiyeli uyaklı yazmaya çalışıyorum. Serbestten çok anlamıyorum açıkçası, şiirin kafiyeli heceli ölçülü uyaklı olması gerektiğine inanıyorum. Şiir roman değildir güzel söz dizmektir, az kelimeyle çok şeyler anlatmaktır. Okuyucuyu içine çekmektir. İnsanların içine girmek onların yaşamlarını işlemek dertleriyle dertlenmek neşesiyle neşelenmek her okuyanın kendini içinde bulduğu onunla coştuğu türkü söyleyip güldüğü ağıt edip ağladığı güzel anlamlı söz dizisi olmalıdır.
Şiirlerinizden ve kitabınızdan bahseder misiniz?
Şiirlerim dediğim gibi heceli kafiyeli uyaklı ve her konuda yazmaya çalıştım. Birinci kitabımda (Kalenderce Bakış). Bir okuyucunun yorumu çok hoşuma gitmişti aynı konuları işlediğim için “abi bir şiir yazmışsın kırka bölmüşsün” demişti. İkinci kitabımda (Ayrandede Şırıltıları) o hatayı yapmamak için elimden geldiğince farklı konularda yazmaya çalıştım. Her okuyan kendine bir şeyler bulsun istedim. Aşıkla aşık, dertliyle dertli, neşeliyle neşeli olmaya çalıştım. Şu anda üç tane kitap yapacak kadar şiirim mevcut ancak imkanların kısıtlı olması şiir kitaplarının rağbet bulmayışı onların beklemesine neden oluyor, nasip olursa emekli olduktan sonra onları da bastırmayı düşünüyorum. Ben paylaşmayı seviyorum şiiri seviyorum.
Şair niçin yazar?
O kadar geniş ki, şair içlidir duygusaldır. Olaylar onu çok çabuk etkiler, o etkiyi üzerinden atmak için şair ilk fırsatta kaleme sarılır. Bir dörtlük yazdı mı bütün duyguları rahatlar ipek gibi olur. Yazdıkları zamana ve olaylara şahitlik eder. Vatan bayrak sevgisi şehadet özlemi dini duygular taşar dışarı çıkar şair saklamaz saklayamaz.
Haşim Kalender şiir yazmadığı zaman neler yapar?
Şiir her zaman yazılmaz zaten, bir anı vardır bir yeri vardır, o duyguların can bulduğu an vardır. Ne zamanı bellidir ne de yeri. Bir an vardır o an değerlendirilirse o bir şiirdir, eğer es geçilirse bir şiir ölmüş demektir. Haliyle şiire çok bir zaman ayırmam. Çarşı, pazar alışkanlığım pek yoktur aylarca çarşıya inmediğim olur kendi yaşadığım ilçeye bile garibim dersem yeridir. Boş zamanlarımda dağı bayırı kırı suyu doğrusu doğayı çok severim. Başımı alır giderim sık sık ya bir dağ başında oturur soluklanır hayıflanırım ya bir su kenarında suyun akışını dinler yer yer dertleşirim onunla kuşların ötüşü böceklerin yardımlaşa sürdürdükleri hayat bir çiçeğin dalında gülümseyişi bunlar başka başka haz verir. Bazen o sessizlikten dökülen iki damla yaştır hayat. İnsanların verdiği zararlar düşündürür beni onların varmadığı ya da az vardığı yerler o kadar güzeldir ki kendi kendini yeniler doğa yeniden orman oluşturur doruklardan sümbülü nevruzu lalesi her şey farklı güzel doğanın kengeri çiğdemi purçalığı ikramlarıdır dağların misafirlerine.
Başka eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Başka eklemek istediğim çok şey var aslında. Şiir adına, şair adına bu güzel şairi bol memlekette ilgi bekliyorum, adıma değil yanlış anlaşılmasın, bütün şairler adına inanıyorum ki onlarca vardır. Afşin’de ama herkesin kitap oluşturacak kadar imkanları olmadığına inanıyorum. Yöneticilerimiz bu konuda duyarsız kalmasınlar. Şairin kıymetlenmesi için ölmesi beklenmemeli. Şiirin şairin yaşamasını yaşatılmasını istiyorum. Şiiri seviyorum ülkemi, bayrağımı, milletimi ve dinimi seviyorum.
ESERLERİ:
Kendisine Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “Halk (Kalem) şairi” unvanı verilen Haşim Kalender’in Kalenderce Bakış (2004), Ayrandede Şırıltıları (2012), Aşk Heybesi (2014) ve Eshab-ı Kehf Laleleri (2015) adlı şiir kitapları vardır.
ACIYMIŞ MEĞER
Yüreğimde bir sızı var gitmiyor
Acının ilacı acıymış meğer
Bu nasıl iş azalmıyor bitmiyor
Son diye vardığım ucuymuş meğer
Gülücükler hüzne döner yüzümde
Gözüm düşse uyuturum dizimde
Çiçek açmış kış boranlı güzümde
Solumda depreşir sancıymış meğer
Coşmuş gönül boz bulanık akıyor
Zaman vurmuş hasret desen yıkıyor
Her nefeste burcu burcu kokuyor
Esinti ömrümün geciymiş meğer
Kar tutmuyor kardelenli dağlarım
Bülbül öter gül açmıyor bağlarım
Başım duman güleceğe ağlarım
Dayanmak gençliğin gücüymüş meğer
Ey yar yar uğrunda ölmek emelim
Topraktan balçıktır asıl temelim
Her nerede olsam sende bir elim
Sevdası başımın tacıymış meğer
Bütün ümitlerim düşerken suya
Vuslatta nakarat gelecek aya
Göz kapadım dünyam diye dünyaya
Kalenderi yakan sucuymuş meğer
HAZRETİ MUHAMMED
Âlem nuruna muhtaç ümmetin seni arar
Rüyalarımda olsun dön Hazreti Muhammet
En üstün yaratılmış alçalır akla zarar
Beşeriyetle şaşmış yön Hazreti Muhammet
Hayatın yaşanmıyor kasap oldu güçlüler
Sefer üstüne sefer kan emiyor haçlılar
Adaletin yaşanmaz ödül alır suçlular
Yaşantınla örneksin sen Hazreti Muhammet
Emanetin ehli yok eminler bulunmuyor
Yoluna yokuş diyor kurbanda olunmuyor
Nurlu hayatın garip ibret de alınmıyor
Mahzun geldi yaşıyor din Hazreti Muhammet
Küfrün küfrü azdıkça fikirler putlaşıyor
Seni taşlayan yürek aynı kini taşıyor
Ahir zaman yaşanır kıyamet yaklaşıyor
Kıyamet bitiş değil ön Hazreti Muhammet
Güneş balçık tutmuyor uğraşsınlar boşuna
Kalbimizde girmişsin bin dört yüzlü yaşına
Kurban olsun ümmetin şehit olan dişine
Karanlık şafaklarda tan Hazreti Muhammet
Seni, sensiz yaşarız rehberimizdir
Kuran Sana sahabe oldu ayağına taş vuran
İzine yüz sürüyor şimdi Hira’ya varan
Sana gelmemiz yakın an Hazreti Muhammet
Âlemleri var eden senin için var etti
Habibim dedi övdü ümmetine yar etti
Sekiz katlı semayı gidilecek yer etti
Yoluna kurban olsun can Hazreti Muhammet
Şefaate muhtacız şefaat edicisin
Ümmetinin önünde sıratta gidicisin
Ne beddua edersin ne de kin güdücüsün
Ümmetin olmak bize şan Hazreti Muhammet
Kadın insanlığını senin gelmenle bildi
Köleler bey farkını devrin gelince sildi
Zalimin zulmü bitti eziyetler kesildi
Boş yere akmaz oldu kan Hazreti Muhammet
Mecusi’nin ateşi doğduğun günle söndü
Kisra’nın sarayları harabelere döndü
Putlar kendi kendine yığılıp yere indi
Gelişinle doğmuştu gün Hazreti Muhammet
Nebiler Nebisisin insanlığın başısın
O halkanın içinden teksin köşe taşısın
Ölmediğin aşikâr yüreklerde yaşarsın
Yaşantın daha yakın dün Hazreti Muhammet
Gönlüm görmek istiyor yol sabırdan geçiyor
Kalender seçiciler can vereni seçiyor
Günü gelen gidecek fani olan göçüyor
Halka seninle doldu son Hazreti Muhammet