Kendinizi tanıtır mısınız? Nurettin Ertekin kimdir?
1938 yılında Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinde doğdum. Burdur, Afşin, Ordu ve İskenderun’da öğretmenlik yaptım. Meslek hayatım otuz yıla yakın sürdü. Bir kız dört oğlan babasıyım. Çocuklarımın ikisi doktor, ikisi avukat, biri de turizmci-tercüman, dört yabancı dil bilir. Doktor kızımı 1999 yılında düğününe iki gün kala nişanlısıyla birlikte trafik canavarına kurban verdim. Allah rahmet etsin. Allah sabrınızı arttırsın. Bir evin bir kızıydı. Hayat doluydu. Allah kimseye göstermesin.
Âmin. Şiire nasıl başladınız?
Vecize, güzel sözler ve atasözlerine karşı bir zaafım vardı. Mana ve anlamları beni derinden etkiliyordu. Ayrıca lise yıllarımda öğretmenim de şiiri bana sevdirdi. Lise yıllarımda yazmaya başlamış oldum. Dedem Behzat Özdemir’le (Behzatoğlu) dayılarımda da şairlik vardı. Bütün bunlar bir araya gelince, içte de var olan dışa yansımış oldu.
Şair nasıl olunur?
Şairlik duygusallık işidir. Duygusal olmayan ne şiir, ne roman yazabilir, ne de resim yapabilir. Duygusallık ise doğuştandır. Hayatta başına gelen sıkıntılarda yazmaya etkenlerdendir. Dert söyletir, söylediklerini de yazıya dökersin. Yazmak için bilgili olmak gerek. Bilginin kaynağı ise okumaktır. Bilgi olmadan insan ne yazabilir? Vereceğiniz bir şeyiniz yoksa ne verebilir misiniz? Onun için şair ve yazarlar daha çok okumalıdır. Bilgisi olmayan güzel eserler yazabilir mi?
Dini, ilmi ve tarih kitaplarını zevkle okuyorum. Geçmişe akıp giderim. Neler yaşanmış, kendimi o âlemde bulurum. Yazanlar kitap ayırımı yapmadan bütün kitapları okumalıdır. Kitap okumayı çok sevdiğim için felsefi, edebi eserleri yerli ve yabancı ayırımı yapmadan okuyorum. Kendimi öğrenci gibi hissediyorum. 72 yaşında olmama rağmen iyi bir öğrenciyim. Bir de insanlarımıza da büyük emeklerle yazılmış eserleri okumalarını öneriyorum
Şiir nasıl olmalıdır?
Şiir anlam yüklü olmalıdır. Okuyan mesaj almalıdır. Eğer yazan kişi yazdıklarını hayatında tatbik etmiyorsa okuyucuya hiçbir şey veremez.
Şair nasıl olmalıdır?
Şair çok yönlü olmalıdır. Belli ideolojiye değil, toplumun her kesimine hitap etmelidir. Tek taraflı yazan tek taraflı olur. Şair milletin malı olmalıdır. Şair topluma yön verendir. Yazan vatan, millet için yeri gelir Allah için yazar. Yazan, dik olmalıdır. Hiç kimseye yamulmamalıdır.
İyi bir okuyucu nasıl olmalıdır?
Arı gibi olmalıdır. Arı nasıl çeşit çeşit çiçekleri dolaşır, bal yaparsa, insan da şair ve yazarın kitaplarına konmalıdır. Esasında yazan kişide meslektaşlarının kitaplarına konup, bilgi dağarcığını geliştirmelidir.
İlk kitabınızı nasıl çıkardınız?
Bana gülerler diye otuz beş yaşına kadar yazdıklarımı kimseye göstermedim. Bir gün öğretmen arkadaşlar defterimdeki şiirleri okumuşlar, çok beğenmişler. Kitap bastırmamı söylediler. O zamanlar ‘Bahçıvan’ isimli bir kitap bastırdım. Çocuk şiirleriydi ama yetişkinlere de hitap ediyordu. Lirik (eğitici) tarzdaydı.
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
İdarecilerimiz başta olmak üzere herkesin kültürümüze sahip çıkması gerekmektedir. Kültürümüze sahip çıkılmazsa eğer millet bozulur. Millet bozulursa da ahlaksızlık artar. Maalesef günümüz de olduğu gibi.
Yazarın yayımlanmış eserleri: Bahçıvan, Fidan, Dilek, Gönül Gözü, adlı şiir kitapları bulunmaktadır.
GÖNÜL GÖZÜ
Gönül gözüm ile sevdim ben seni,
Bendeki bu sevgi geçecek değil,
Sende geri durup hor görme beni,
Gönlüm başka dala geçecek değil.
Gözüm bu kalbime bir araç oldu,
Kalbime girerken bir izin kaldı,
Derin köşesinden bir şeyler aldı,
Gönlüm kanatlandı uçacak değil.
İyinin kaderi kötüye düşer,
Gerçek seven aşık yürekten pişer,
Sevince dağları deryayı aşar,
Sanma yarı yolda kaçacak değil.
Bu bir aşk ki sevgili de tapusu,
Aciz Ertekin’in böyle yapısı,
Çok sağlamdır gönül gözü kapısı,
Sıradan güzele açacak değil.
Aşağıdaki okuyacağınız şiir 22.05.1999 günü Tekir’de geçirdikleri trafik kazasında hayatlarını kaybeden kızı Dr. Dilek Ertekin ve Nişanlısı Av. Emin Koç’a atfen.
Sağlık-Şifa göreviydi kızımın
Tarifi zor içimdeki sızımın
Düğün, dernek yapacaktık yakında
Bir terslik var bu feleğin çarkında
Hiç kimse görmesin böyle acıyı
Dört kardeş yitirdi bir tek bacıyı
Yan yana defnettik iki kuzuyu
Anlatamam içimdeki sızıyı
Dayalı döşeli kaldı odası
Keşke bana gele idi kadası
Helalleşip öpemeden gittiler
Hanemizi per perişan ettiler
Oy Dilek’im-terbiyeli Emin’im
Kaybettim kendimi bilmem ben kimim
Ertekin’im inim inim inlerim
Düşünürüm, yerden bir ses dinlerim