Mustafa Okumuş, 12.Kitabı olan “ Kırsaldan Kentsele “ kitabını gazetecilere değerlendirdi.
“ Merhaba ben Mustafa OKUMUŞ. Emekliyim. Boş vakitlerimde de deneme, şiir, öykü ve araştırma yazıları yazıyorum. 30 yıllık yazı kariyerime karşı bunun emeğini de 12.kitapla aldım. Daha elimde 4-5 dosyam daha var. Umarım yakın zamanda o içeriklerimi de okuyucuyla buluşturmayı hedefliyorum. “ dedi. Okumuş, sözlerine şu şekilde devam etti ;
“ Kırsaldan Kentsele “ kitabım ise, benim kırsal yaşamdan kentsel yaşama geçiş sürecindeki hayallerimle kentsel yaşamı gördüğüm andaki yüzleştiğim gerçekleri ele aldım. Kırsalın sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel farklılıkları ile ya da yaklaşık olan sosyal, kültürel, sanatsal görüntüleri işledik. Esas amacım 1980’lerden sonra başlayan sanayiye dayalı olarak kültür anlamında da bir takım hamlelere dikkat çekmek istedim. Biliyorsunuz Kahramanmaraş’ta sanata dinle bağlantılı olarak geleneksel bir bakış var. Cumhuriyetin ilk yıllarında Anadolu’ya çıkan turneler vardı, biz bunlara kumpanya’da derdik. Para kazanmak amacıyla ‘ zenne ‘ dediğimiz kadın kıyafeti giydiğimiz erkek köçeklerle zil çalarak oynatma biçimidir. Mesela halk bunu benimsememiş, kültürlerine tayature olarak görmüştür. Mesela şu an ise gelişmeyle birlikte geliştirilen tiyatro ve konferans tarzı etkinlikler kabul görmüştür. Ben genç bir köy çocuğu olarak hayallerim vardı kenti çok büyütüyordum gözümde. Kent merkezine dair hayallerim çok farklıydı. Mesela kolalı, manşetli gömlekler, fötr şapkalar beklerken kente geldiğimde ise şaşırmıştım. Başöğretmen, müfettiş gibi kişilerle dolup taştığını düşünüyordum. Ancak gelince gördüm ki, Kahramanmaraş’ta halk, memurun ta kendisiymiş. Ancak giyim konusunda pırıl pırıl insanlar vardı. Ancak geldiğimde gördüm ki, çokta fark yoktu. Köylerdeki müstakil evlerden farkı çift ve belki de daha fazlası vardı. Şehir de öyleydi. Köyler de insanlar hayvanlarını ahır dedikleri yerlerde muhafaza ediyorlardı, şehirde ise yine insanlar evlerinin altında hep hayvanlarına barınak yapmışlardı. Bu zamanlar nostaljik zamanlardı. Şimdi günümüzde ise o zamanların kıymeti daha iyi anlaşılıyor.
Şu günlerde ise kır ve kent yaşamı arasında gözle de görülebilen yüzlerce fark var… Kitabım konusunda da takdir okuyucunun. Beğenen de olur, beğenmeyen de olabilir. Ama genelde benim kitaplarımla ilgili beğeni ve eleştiriler hep olumlu yönde. Bana kendimi ve kitabımı da tanıtma ve ifade etme şansı tanıyan Gazetecilere teşekkür ederim. “ şeklinde sözlerini sonlandırdı.